KADIKÖY
COĞRAFİ KONUM
İlçe Koordinatları 41°07′ 00″ K, 29°54′00″ D Rakım: 120 m’dir.
Yüzölçümü, 25,20 kilometre karedir.
Kadıköy İstanbul’un Anadolu yakasındadır. İstanbul ilinin ortalarına, Boğaz’ın Marmara ağzının doğusuna düşer. Doğusunda Maltepe ilçesi, batısında İstanbul Boğazı, ve Marmara Denizi, kuzeyinde Üsküdar ve Ataşehir ilçeleri, güneyinde Marmara Denizi ile çevrilidir.
Kadıköy altı tepe üstüne kurulmuştur. Bu tepeler doğudan batıya doğru Göztepe, Fikirtepe, Acıbadem, Altıyol, Cevizlik (Küçük Moda), Koşuyolu’dur.
Fenerbahçe Parkı, Göztepe Parkı, Özgürlük Parkı ile sahil boyunca devam eden yeşil alanlar en önemli aktif yeşil alanlardır.
Kuzeybatı - Güneydoğu doğrultusunda Haydarpaşa’dan Bostancı’ ya yaklaşık 21 km.’lik uzun bir sahil şeridine sahiptir.
TARİHÇESİ
Kadıköy’deki yerleşmenin başlangıcını oluşturan tarihsel çekirdek, Haydarpaşa Koyu çevresi ile Moda Burnu’nun oluşturduğu alan içinde yer almaktadır.Günümüzde bütünüyle kentsel alan içinde kalan ve yapılaşmış bulunan Kadıköy, Bostancı’ya kadar uzanan semt ve mahalleleri ile 19. yüzyılda iskan sahası haline gelmiştir.
M.Ö. 5000- 3000 arasında İstanbul çevresinde ilk insan yerleşmelerinin ortaya çıktığı söylenebilir. Anadolu yakasında yontma taş devrine ait ilk el baltaları İçerenköy’de bulunmuştur. Anadolu yakasında ve belki tüm İstanbul çevresinde tarih öncesine ait en önemli yerleşme alanı Fikirtepe kültürüdür. Fikirtepe İstanbul’un bilinen en eski çanak çömlekçi neolitik kültürüdür.
M.Ö. 1000 yılları civarında Fenikeliler tarafından Fikirtepe’de çeşitli kaynaklarda Harhadon adıyla anılan bir ticaret kolonisi oluşturulduğu bilinmektedir. Bu dönemde Kuşdili Deresi bir haliç şeklindedir ve kıyı çizgisi de bugüne göre çok içeride, Fikirtepe- Hasanpaşa arasındadır. Daha sonra bu ilk yerleşmenin karşısında Moda Burnu ile Yoğurtçu arasında Halkedon (Bakır Ülkesi) adıyla ikinci bir yerleşme daha oluşur. Halkedon (Kalkedon) bu dönemde Apollon Tapınağı ile ün salar. Haydarpaşa Çayırı ise Halkedonlular tarafından at yarışları için kullanılır.
M.Ö. 658’de Sarayburnu’na yerleşerek Bizans şehrinin nüvesini atan Bizans, yörenin güzelliğine hayran kalır ve bu güzel yer dururken karşı tarafta (Kadıköy’de) yerleşen insanları körlükle vasıflandırarak, Kadıköy’ü “Körler Diyarı” olarak adlandırır. Bu sebeple çeşitli kaynaklarda bu adla da anılmıştır.
Halkedon bundan sonraki yüzyıllarda çeşitli kuşatmalar geçirir. 1352- 1353’te Halkedon çevresi büyük ölçüde Osmanlı denetimine girer. İstanbul’un fethi sonrası Fatih Sultan Mehmet Halkedon’u, meşhur Nasrettin Hoca’nın kızının torunu olan ilk İstanbul Kadısı
13 Celalzade Hızır Bey’e verir. Buna izafeten yerleşme adının da Kadıköy olarak değiştiği söylenir.
Osmanlı Dönemi
Osmanlı döneminde Kadıköy çevresi Roma ve Bizans döneminde olduğu gibi, üst düzey yöneticilerin rağbet ettiği gözde bir sayfiye ve mesire yeridir. Bunun yanında önemli bir tarımsal üretim alanı olmaya devam eder. Haydarpaşa, Kuşdili Deresi (Kurbağalıdere), Çamlıca yamaçlarına doğru Acıbadem ve Koşuyolu ile Fenerbahçe, önde gelen çayır ve mesire alanlarıdır ve Bostancı’ya kadar uzanan geniş saha içinde yer yer sultan ve üst düzey yöneticilere ait köşk, sahilsaray ve bahçeler ile daha iç kısımlarda köyler yer almaktadır. 19. yüzyılın özellikle ilk yarısı, Kadıköy ve çevresinde temel karakteri mevsimlik kullanımlar oluşturmasına karşın, çökmekte olan imparatorluğun durumuyla doğru orantılı olarak askeri faaliyetlerin de etkisini hissettirdiği bir dönem olur.
Kadıköy, 1869 yılında o zamanlar daha büyük ve önemli bir merkez olan Üsküdar Sancağı’na bağlanmıştır. Uzun süre Üsküdar’a bağlı olan Kadıköy, 1930’da ilçe yapılmıştır.
Cumhuriyet Dönemi
İstanbul ve Kadıköy, Ulu Önder Atatürk’ün önderliğinde 6 Ekim 1923’te düşman işgalinden kurtarılmıştır.
Uzun süre Üsküdar’a bağlı olan Kadıköy, 23 Mart 1930’da ilçe olur. Bu tarihte Kadıköy’ün Kızıltoprak ve Erenköy olmak üzere iki bucağı vardır. Cumhuriyet’le birlikte Kadıköy bazı modern kentsel hizmetlerden de yararlanma imkanına kavuşmuştur. Bunlar 1928’de gelen elektrik ile 1927’de şirket olarak oluşturulup 1928’de Üsküdar-Kısıklı arasında 1929’da ilk seferlerine başlayan tramvaydır.
Sonraki yıllarda bölgeleme imar planının uygulanmasıyla Kızıltoprak-Bostancı arasında nüfus 10 yılda iki buçuk kat artmıştır. Geçmiş yıllarda da, İstanbul’daki iş yaşamı daha çok Avrupa yakasında gelişmişti. İş bitimi vapurlarla Kadıköy İskelesi’ne yanaşılarak Moda, Üsküdar ve Bostancı gibi yerleşim alanlarına Kadıköy’den ulaşım sağlanmaktaydı bu nedenle İskeleleri ve Haydarpaşa’sıyla Kadıköy sonraki yıllarda da bir geçiş hattı olmuştur.
1970’li yıllarda birinci Boğaz Köprüsü’nün açılmasıyla deniz yolunun önemi azalmış bunun sonucunda da , trafiğin ağırlıklı köprüye yönelmesi ile biraz hafiflemiştir. 1980’li yıllarda göçün hızlanması ile birlikte, Büyükşehir Belediyesinin ihdas edilmesi, yeni imar planlarıyla Kadıköy’ü yine gözde yerleşim yeri olarak öne çıkartmıştır. Bu dönemde yaşanan yeni imar planları, peş peşe çıkartılan imar afları, tapu tahsis belgeleri kentimizde yapı yoğunluğuna yol açmış ve sosyal donatı alanlarının azalmasına yol açmıştır. 1999 yılındaki depremden sonra yapılardaki yenilenme ihtiyacı, ve buna çözümmüş gibi ortaya atılan kentsel dönüşüm kavramı belirli bir kesime rantsal bölüşüm olarak, bir tehdit unsuru olarak karşımıza çıkmıştır.
GÜNÜMÜZDE KADIKÖY
Kadıköy'de Yaşam"ı tanımlayabilmek için, "nostaljik" bir yaklaşımla, sadece tarihi; Kadıköy'ün tarihini öne çıkarmak; günümüze, geleceğimize, Kadıköy'ün gençlerine ve gençliğine haksızlık olur.
Adnan Giz gibi, Dr. Rüştü Dağlaroğlu gibi, Salih Zeki Kutluay gibi, Nezih Neyzi gibi "BÜYÜK KADIKÖYLÜLER"in Kadıköy'ün tarihi ile ilgili araştırmalarında; Haldun Taner'in eserlerinde; Kadıköy'le ve Kadıköylüler'le bütünleşmiş Fenerbahçe Spor Kulübü'nün büyük başarılarında; Kadıköyspor'la Modaspor'un Türk Basketbolu'na yaptıkları katkılarda; Üstat Münir Nurettin Selçuk'un "Bir tatlı huzur almaya geldim, Kalamış'ta" şarkısında; Söğütlüçeşme, Şaşkınbakkal, Acıbadem, Yeldeğirmeni, Hasırcıbaşı, Dereağzı, Göztepe, Fenerbahçe, Caddebostan, Bostancı, Suadiye, Kızıltoprak, Moda, Mühürdar, Bahariye, Kuşdili, Koşuyolu, Selamiçeşme, Bağdat Caddesi, Muvakkıthane Caddesi, Kurbağalıdere gibi; çok renkli, ışıklı, nükteli Kadıköy semt, cadde, sokak adlarında, Selahattin Pınar'ın bestelerinde; Batıya açılışımızın en görkemli anıtlarından biri olan Süreyya Paşa Sineması'nda, Koço'da, Todori'de; Hasanpaşa'da saklanan tramvaylarında; geçmişi ünleyen dergah ve tekkelerinde; camilerinde, kiliselerinde, havralarında, çeşmelerinde, hamamlarında, tarihin belleğine bırakılmış plajlarında, köşklerinde, konaklarında; geçmişin Kadıköy'ünü, tarihi Kadıköy'ü aramak yerine, bu geçmişten, bu tarihten bize neler kaldığını; bu geçmişten ve bu tarihten bize kalanları nasıl koruyacağımızı, nasıl zenginleştireceğimizi, nasıl günümüzün ve geleceğimizin kopuşmaz parçası haline getireceğimizi konuşmamız gerekmez mi?
Ve bu bağlamda, günümüzün Kadıköylüsü; tıpkı babası, anası, büyükbabası, büyükannesi ve tüm geçmiş kuşaklar gibi yine incelikli, hoşgörülü, paylaşımcı, uygar, duyarlı, bilinçli ve sorumlu değil mi?
Bir kelimeyle "Güzel" değil mi? Kadıköy'de doğmak, Kadıköy'de büyümek, Kadıköy'de aşık olmak, Kadıköy'de efkarlanmak, Kadıköy'de erguvanları, at kestanelerini, Japon güllerini görmek, okşamak, yaşamak güzel değil mi?
Altıyol'daki, Bahariye'deki, İskele'deki hem hareketli hem dingin; hem aceleci hem zevkine düşkün güleryüzlü, aydınlık Kadıköylüleri görmek; onların arasına karışmak güzel değil mi? Akşam gün batarken Mühürdar'dan İstanbul'un eşsiz ve muhteşem siluetini, bir sevgilinin elini tutarken, bir 'sevgilinin' saçlarını okşarken, paylaşmak güzel, çok güzel değil mi? İlk aşkın ayrılık acısını Kadıköy'de çekmek güzel değil mi?
Yalnızca insan değil, hayvan sevgisiyle, doğa sevgisiyle, ağaç, çocuk, yeşillik sevgisiyle yaşayan Kadıköylülerin hem kafaları hem de kalpleri güzel değil mi?
Değil bir caddenin ya da sokağın, bir kaldırım taşının; değil bir ağacın, tek bir dalın; değil bütün bir yapının, tek bir balkonun bile hesabını soran Kadıköylülerin arasında yaşamak ve onlarla paylaşmak güzel değil mi?
Kadıköy'ün yalnız tarihi değil; bugünü ve yarını da; Kadıköy'ün yalnız gençleri değil yaşlıları da güzel değil mi?
Daha açık bir anlatımla Kadıköy'le "Güzellik" eşanlamlı kelimeler sayılmaz mı?
Sinema ve tiyatroları, konser salonları, eğitim kurumları, kitabevleri, gençlik lokalleri, kültür ve alışveriş merkezleri, süper - hiper- mega marketleri, sağlık kurumları, sanayii,modern yerleşim siteleri, huzurevleri, spor tesisleri, doğal güzellikleri, parkları, sivil toplum kuruluşları; ilerici, demokrat, hoşgörülü, aydın halkı ve Kadıköy ve Kadıköylülerle bütünleşmiş çağdaş yerel yönetimi ile Kadıköy, çağdaş yaşamın ve "Bilgi Çağı"nın istemlerine uygun olarak her açıdan gelişerek ve "Örnek Belde" tanımlamasını, dün olduğu gibi, bugün de sürdürmüyor mu?
İşte bunun içindir ki Kadıköy Belediyesi, tüm Kadıköylülerin talep ve doğrudan katkılarıyla Türkiye'nin ilk "Dijital Belediyecilik / e-Belediyecilik Projesi" olan "Kadıköy Belediyesi Küresel Dönüşüm / Yönetişim Projesi"ni yaşama geçiriyor.
"KADIKÖY DEVİNGEN BİR ŞENLİKTİR"
Nobel Edebiyat Ödülü Sahibi büyük yazar Ernest Hemingway, "Paris is a Movable Feast" (Paris Devingen Bir Şenliktir) adlı eserinde şöyle diyor:
"Eğer genç yaşta Paris'te yaşamak şansını elde etmişseniz; ondan sonra yaşamınızın sonuna kadar nereye giderseniz gidin; Paris hep sizinle beraber olacaktır.
"ÇÜNKÜ PARİS DEVİNGEN BİR ŞENLİKTİR"
Peki; buraya kadar özetle tanımlamaya çalıştığımız gibi; geçmişi, bugünü ve geleceği ile; özlem, beklenti ve umutlarıyla, tüm maddi ve manevi varlığı ile Kadıköy bir "Küçük Paris" değil mi? Gerçekten de,
"KADIKÖY'DE YAŞAMAK AYRICALIKTIR" derken bunu kastetmiyor muyuz ?
O zaman, Hemingway'den esinlenerek şöyle diyemez miyiz? "Yaşamınızın hangi döneminde olursa olsun; bir kere Kadıköy'de yaşamak ayrıcalığını elde etmişseniz; ondan sonra yaşamınızın sonuna kadar nereye giderseniz gidin, Kadıköy hep sizinle beraber olacaktır. ÇÜNKÜ KADIKÖY DEVİNGEN BİR ŞENLİKTİR".
İşte, "Kadıköy Belediyesi Küresel Dönüşüm / Yönetişim Projesi"nin gerçekleştirilmesi ile her Kadıköylü ve her "Kadıköy Dostu" artık, dünyanın neresine giderse gitsin; dünyanın neresinde olursa olsun, Kadıköy'ü hep diz üstü bilgisayarında, cep telefonunda, ama hepsinden daha çok yanında, kalbinde taşıyacaktır.
Bütün bunların karşısında, "bu kadarı da çok fazla" diyenler olabilir. Tarihi, coğrafyası, insanı, gelenekleri ile büyük olan Türkiyemiz ve Kadıköyümüz için bu kadarın az bile olduğunu düşünüyoruz.
Tüm bu gerçekler, insana, Mustafa Kemal'in, Çanakkale'de, Kuvvetler Komutanı Mareşal Liman Von Sanders'in Kurmay Başkanına söylediği tarihi sözleri hatırlatıyor.
Çanakkale Savaşı'nın en kritik anlarından birinde, Mareşal Sanders'in Kurmay Başkanı, sahra telefonu ile, henüz 34 yaşında olan Mustafa Kemal'i arıyor ve şöyle diyor:
"Durum çok vahim; ne yapmalıyız ?"
Mustafa Kemal'in yanıtı : "Tüm kuvvetleri emrime veriniz." Şaşıran Kurmay Başkanı, şu soruyu sormak aymazlığında bulunuyor: "Çok gelmez mi?". Mustafa Kemal'in, daha da anlamlı, çarpıcı ve tarihi yanıtı şöyle:
"AZ GELİR"
Gerçekten de tarih, kendi tarihimiz, dünya tarihi Mustafa Kemal'in bu söylediklerini bütünüyle doğrulamadı mı? O'na ve O'nun Türkiyesi'ne başkaları tarafından belirlenmeye çalışılan hedefler az gelmedi mi? Az gelmiyor mu?
tehlikeli madde güvenlik danışmanlığı
tehlikeli madde güvenlik danışmanlığı hizmetleri
tmgd tmgdk adr rıd ımgd-code tmfb msds
malzeme güvenlik bilgi formu
tehlikeli madde faaliyet belgesi
KADIKÖY TEHLİKELİ MADDE GÜVENLİK DANIŞMANLIĞI HİZMETLERİ TEHLİKELİ MADDE GÜVENLİKDANIŞMANLIGI KURUMU TEHLİKELİ MADDE FAALİYET BELGESİ TEHLİKELİ MADDE TAŞIMACILIĞI TMFB MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMU MSDS MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMU HAZIRLAMA KİMYASAL PROSES DANISMANLIGI UN ONAYLI AMBALAJ TEDARİGİ K2 YETKİ BELGESİ K1 YETKİ BELGESİ T9 BELGESİ ADR ARAC UYGUNLUK BELGESİ İŞ SAĞLIGI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ ÇEVRE VE DANIŞMANLIK HİZMETLERİ PATLAMADAN KORUNMA DOKUMANI HAZIRLAMA TEHLİKE TEHLİKENİN FARKINDAYIZ TEHLİKELİ MADDE GÜVENLİK DANIŞMANI MUAFİYETİ EK-3 RAPORU TMGDK HASTANELERDE TMGD HİZMETLERİ KİMYA SEKTÜRÜNDE TMGD HİZMETLERİ İSG HİZMETLERİ SRC 5 SRC SR 3 SRC 2 EGİTİMLERİ GÖREVE ÖZGÜ EGİTİM ADR GENEL BİLİNÇLENDİRME EĞİTİMİ ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANLIGI TMGDYİM TMKT TEHLİKELİ MAL VE KOMBİNE TAŞIMACILIK DÜZENLEME GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TEHLİKELİ MAL VE KOMBİNE TAŞIMACILIK DÜZENLEME DAİRE BAŞKANLIGI tehlikeli madde güvenlik danışmanlığı hizmetleri tehlikeli madde güvenlik danışmanlığı kurumu taksim tmgdk a.s tehlikeli madde faaliyet belgesi tehlikeli madde taşımacılıgı tmfb malzeme güvenlik bilgi formu hazırlama kimyasal proses danışmanlığı un onaylı ambalaj un onaylı ambalaj tedariüi tse türk standartları enistitüsü kalite belgelendirme tmgd tmgdk yangın egitimleri acil durum eylem planı src 5 src 5 psikoteknik raporu adr rıd ımgd code bizim toptan market ulaştırma ve altyapı bakanlığı e devlet isg iş sağlıgı ve güvenligi hizmetler tmgdk istanbul tmgd ulaştırma ve altyapı bakanlığından yetkilendirilmiş tehlikeli madde güvenlik danışmanlıgı kurumu taksim tmgdk anonim şirketi tmfb tmgd tmgdk msds ek-3 raporu muafiyet raporu tehlikenin farkındayız tehlikeli madde kazaları lojistik tasımacılık faaliyetlerinde tmgd ilk yardım egitimleri sertifikalandırılması tmgdk taksim tmgd-k a.s